Üniversitede yemek bursu sadece maddi durumu düşük öğrencilere başvuru yapmaları karşılığında verilmiyor. Bölüme derece ile girmiş öğrencilere de öğrencilik süreleri boyunca yemek bursu vs veriliyor. Belki böyle bir durumu vardır.

bölüme girme sıram sayesinde bana da yemek bursu başvurmamama rağmen çıkmıştı. itü'de de böyleyse gayet doğal, neden kullanmasın?

@Amaranta ursula bölümdeki öğrencilerin sıralaması o zamanlar 9000-10000 falandı, bölümün ilk girenlerinden değildi, ortalardan, benden sonra imiş nosu hatta o alıyorsa benim de almam lazımdı:) Sanmıyorum dediğiniz gibi olduğunu

yahu istersem üniversitenin en başarılı öğrencisi olayım, durumum böyleyse gider "ihtiyacım yok, lütfen benim yerime ihtiyaç sahibi birine verin" derim.

Ben buna cevap olarak sunu diyorum; boyle boyle zengin oluyorlar.

Ev arkadaşım bir müftünün oğluydu. Yedi yerden burs alıyordu. Benim babam emekliydi, tek bursum vardı. O da belediye bursuydu, iptal etmişti sonra mahkeme belediyenin burs vermesini

@r evolution Yemekhane tüm öğrencilere açık ya, sadece burslulara özgü değil ki,ordan yemek için ekstra bir şey yapmasına gerek yok. Pek öyle bizimle kaynaşmak ister gibi hali yoktu, Kendi 3-4 kişilik kliği ile bölümü tamamladı, grubu hariç merhaba merhaba dışında kimseyle ilişkisi yoktu

ya sorunuzun alt metinini anlıyorum ama bu kafalar biraz da şark kafası gibi geliyor. bi tek bizim gibi doğulu romantiklerde var; "bana yeter, başkasıyla da paylaşayım" eğilimi.
yalan beyanda bulunmadıysa alsın tabii
bir de bilemezsiniz, ultra aşırı zengin gizlemeye çalışıyor olabilir, babası/annesi sonradan (yakın zamanda) voleyi vurmuş olabilir vs vs.
aşırı detaylı baktığımızda o zaman kazandığı halde "başkasının hakkını gasp etmemek için" itü'ye de gitmeseydi, bilkente gitseydi koç'a gitseydi de denebilir bunun sonu yok.

ayrıca ailesinin/akrabasının şirketinden burs alanlar, şirketin burs karşılığında vergi indiriminden yararlanıyordur çoğu zaman. benim şirketim olsa ben de evladıma elden para vermek yerine, şirket üstünden burs veririm. para benim,şirket benim sonuçta.

neyse yemek bursuna dönecek olursa, ben de eski itülüyüm, yemek bursu için hiç de öyle acındırık gelir beyanı gerekmiyordu. isteyerek talep etmiş de olabilir. ne var bunda?
onuru vicdanı başka yerlerde arayalım biraz da.

edit: ayy bir de "fabrikatör" mü kaldı :D bakın bunlar bile buram buram yeşilçam. liberal bir dünyada yaşıyoruz arkadaşlar uyanın artık.

@jimjim haklı. Yeşilçam orta-alt sınıfın beynini yıkadı. Zengin düşmanı oldular. İstersen yemekteki etleri sana versin. Hatta yemesin fakirlere dağıtsın. Buna benzer aptalca fikirler bedelli muhabbetinde de vardı. Herkes gelirine göre ödesinmiş. Bunlar hep şark kafası işte.

Hak verildi ve kullandı. Bu kadar basit. Dünyaya bu şekilde bakarsan sıçtın. Ömür boyu fakir edebiyatına devam.

İşte o holdingler o paralar bu yüzden bu insanlarda:)

Ben olsam gider bizim paramız var ihtiyacı olan bir arkadaşa verin derdim o yüzden de hayatım boyunca bu durumda kalacağım:)

Ben de aynısını odtü de liseyi tamamen abd de okumuş bir arkadaşımı görerek yaşadım.. İTÜ yu bilemem ama burda bütün burslar ihtiyaca göre dağıtılır. Bu kişi aynı zamanda 500 lira kyk bursu da alıyordu.. artık gelirlerini nasıl düşük gösteriyorlar Allah bilir.

Çıkardım hepsini hayatımdan. Bana değer vermeyene niye değer vereyim. Zaten yazmazsanız da yazmaz bu tipler.

Hah keşke öyle olsa. samimi numarası yapıyor. hayatıma kendi giriyor. sonra iyi dursun bari dediğim noktada bunu yapıyor.

Valla ben bunu özürsüz telafisiz yaptığı ilk durumda silerdim sanırım. Bir daha da görüşmemeye çalışırdım. Niye toksik birilerini ısrarla hayatınızda tutuyorsunuz ki?

bunu sürekli yapıyorsa sil-engelle taktiğini uygularım bir yerden sonra. kafan oldukça rahat oluyor, tavsiye ederim.

insanlar siz ne kadar kendinizi kullanmaya açarsanız o kadar sizi kullanırlar. Dediğin tarz bir şeye 4-5 yıldır rastlamadım zira direkt yakın çevremden çıkartıyorum dediğin tarz hareketi olan kişileri

bu sürekli oluyorsa sizi gözden çıkarmış demektir. dikkat edin siz arayıp plan yapmadıkça o plan yapmayacak veya size zaman ayırmayacaktır. değer verene değer veriniz. kimse için üzülmeyiniz. aileden başkası yalan.

zaten o beni azaraladı. bir daha benimle görüşeceğini sanmam.

Yanına direk maydonozlu omlet yapın bana kalırsa. Bol bol maydonozlu.

ya bu şekilli yumurtalar var ya, işte onları ben çok beğeniyorum. Yapamam gerçi ama, yapabiliyorsan onu yap. güzel olur.

kekikli domates soslu hellim

Menemen.

ilk başta seviyodu, sonralara doğru da sevdi. aradaki bi 10 yılda pek vakti fırsatı olmadı.

Hiç hatırlamam. Oldum olası da babasıyla oynayan çocukları kıskanırım.

Sevdi sağolsun.

sevdi. net.

Sevdi.

Sevmedi

Sevdi, sevmese baba yerine koymazdım.

baba sevdi, anne sevmedi

Sevgisi kafasının içinde. Ama davranışlara yansımıyor.

Sevdi çok şükür

Evet.

kendince.
ya da işine geldiği gibi.

sevmedi. aksi gibi annem de sevmedi. bu yüzden evlatlığım. sonradan (25 sene sonra) sevesi gelmiş ikisinin de... şeyime kadar dedim yol verdim ikisine de.

Sevdi ama asla sorumluluk almadan sevdi. Hani yolda köpek görürsün seversin ama bütün sorumluluk sahibinindir ya, aynı onun gibi yolda gördüğü köpeği sever gibi sevdi.

Sevdi kraldır babam. Dedem babamı daha çok severdi. Biz 3. Katta Dedem 1. Katta otururdu. Babam köye işe falan gidince rahmetli dedem babam eve gelene kadar eve girmezdi. 17’den sonra en az 2 defa aratırdı. Şimdi de ben onca şehir dışında okumuş çalışmış biri olarak 30 yaşımda o küçük ilçede arkadaşlarla buluşup gece 1 2 ye kadar takılırız ben gelene kadar uyumaz. 30 y e.

Çok sevdi, hala seviyor sağolsun. Sevgiyle büyüttü beni . Hiç kıyamam ona kızınca üzülürüm o yüzden.

Hiç sevmedi;
Çocukken bana attığı dayakları hayvana atsanız dile gelirdi, dayak yerken ağlamıyorum diye daha da çok döverdi. Hanıma bu mevzuları ilk anlattığımda inanamamıştı , abartıyorum zannediyordu sonra annemden öğrenince saatlerce ağlamıştı yanımda ''senin gibi çocuğu nasıl bu kadar dövmüş'' diye.

Bütün arkadaşlarının X gibi oğlum olsaydı keşke dediği bir çocuktum, elimden her iş gelir, çok güçlüyümdür , herkese ve her şeye yardım ederim ama hiçbir şekilde tasvip edip sevgisinin kırıntısını göstermemiştir.

İlk oğlum lafını duyduğumda 30 yaşımdaydım :) Onuda 1 kere söylemiştir. Dünürlerin yanında sokakta sesleniyor paşam :)

Yine de hastahanede benim refakatim sırasında öldü. Defnettiğimiz günden beri hiç gitmedim mezarına. O beni sevgisine layık göremedi ben affetmeye ...

(bkz: lord of the flies) (sineklerin tanrisi)

tam öyle bişi değil ama: The Ritual (I) (2017) www.imdb.com

The beach

Novaya zemlya.

turkcealtyazi.org

Çıkmış sorulardan çözeceksen eğer 3 u çıkar 4 kalsın. Ama kondisyonun nasıl bilmemekle birlikte bir tane de 657 yayınlarından ekle.

sağol hocam cevap için. sanırım güncellik açısından dediniz. çünkü 3te 2018 ve bu senekiler yok ama işte 22 lira öteki 37 lria. 657 den kocaman bi soru bankası kitabım var biraz da başka yayınlardan alayım değişik sorular göreyim dedim.

657 nin dörtlü denemesi oldukça zor ve sınav formatına en yakın. En iyi sorular bu yayında şu anda. Tasarı yayınlarının 5li denemesi de iyi. Bunların ikisi de senin yazdığın denemelerden iyidir.

Hocam o vakit aradaki yılların sorularını netten bulup çözebilirim diyorsanız 3 ü alın. Ya da sadece 2-4 u alın. Yedi iklimin soruları basit geliyordu birkaç yıl önce çözdüğümde. Arkadaşlar da keza basit bulurdu. Onun yerine tasarı yayınları da olabilir.

sağolun arkadaşlar cevaplar için. yedi iklim denemesini çıkarıyorum çıkmışlardan da birine karar vereceğim artık.

Giris biletlerini bir kutuda topluyordum.

2004’ten beri bütün biletlerimi saklarım. en eskisine bile bakınca kimle gittiğimi hatırlıyorum zaten. 1,5 yıldır da günlüğümsü bi şey tutuyorum, orada yazıyor.

@stavro+1 ek olarak biletin üzerine kiminle gittiğimi de not ediyorum ben. Ayrıca tiyatroysa gittiğim, oyunda duyduğum güzel cümleleri de biletin üzerine yazıyorum.

Biletleri online olarak aliyorum, Gmail'ime geliyor. Google Calendar da otomatik olarak takvime ekliyor hangi tarihte hangi konsere vb gittigimi.

Haftalık ajanda kullanıyorum. Günlüğe yazıyorum. Tiyatrolar.com.tr hesabında da gittiğim etkinlikleri kaydediyorum.

2012 yilindan beri sinema dosyam var, gittigim tum filmleri, yerini,tarihlerini, odedigim tutari, kiminle gittigimi yaziyorum. Diger etkinliklere fazla katilmadigim icin dosyam yok ama genel bir etkinlik dosyasi fena olmaz diye dusunuyorum.

Benim pek sevdiğim şarkılar olmuyor ya da ben denk gelmedim. Ama bı arkadasim zincir şeklinde olan süper marketlerin merkezden belirlenen playlistleri hatta radyo kanalları olduğunu demişti.

Migros joy fm çalıyor hep değişmediyse.

şahsiyet

+masum

Fleabag.

Versace
Anne with an e

belgesel var, don't f**k with cats.

modern love

Fleabag bu yıl izlediğim en güzel diziydi,
after life da hoştu
Film olarak da parasite güzeldi yenilerden

Abi masumla şahsiyet eskimedi mi yav ? Dark var ama o da eskidi.
Ozarks diyebilirim.

oto sanayi

OtoTrend

Dört teker.

jikle

Herkese teşekkür ederim, kanalın adını beş ileri koydum arkadaşlar

Güzel bir mug
Güzel bir şemsiye

Tv battaniyesi

Atkı ,bere, eldiven, pijama takımı ❤️, termos, çorap filan.

Ben geçen mayıs ayında Samsun'dan orijinal batarya almıştım. Birkaç ay sonra da telefonumu kırdığım ve bir daha çalıştıramadığım için işlevsiz kaldı. İsterseniz benimkini yollayayim.

Daha 10 gün kadar önce simex marka (black edition) aldım. Beklentimin gayet üstünde performansı var.

Ben kullanmıyorum. Havluları da öyle kazık gibi seviyorum. Yumuşak olmasını istersem(nadiren) kurutma makinesinde kurutuyorum.

nö.

Kıyafetlere hayır, havlu ve çarşaflara sirke+uçucu yağ yapıyorum evet.

Havlular için 1-2 yemek kaşığı sirke ile portakal ya da lavanta yağı;
Çarşaflar için 1-2 yemek kaşığı sirke ile karanfil yağı.

Sirke bildiğiniz düz marketteki 3 liralık beyaz sirke.

Hayır sirke kokusu olmuyor çamaşırlarda, ve hayır havlular kazık gibi olmuyor, yumuşuyor.

@tahtına yağlardan 1-2 damla yeter sanırım deģil mi? Deneyeyim ben de bunu.

Sadece beyaz sirke kullanıyorum yumuşatıcı gözüne. Kötü kokmuyor uçucu yağ şart değil.

Kullanmiyorum.
Havlularim da oyle kazik gibi olmuyor.
Bambu havlu al.

Kullaniyorum hem de en yogun kokulularindan. Vazgecmiycegim 2 kimyasal yumuşatıcı ve deodorant. Ölene kadar kullanirim.

Kullanmıyorum.

Kullanıyorum. Konsantre olanlardan.

birkaç çeşit kullanıyorum, hem de severek.

Kullanıyorum. Sadece yumuşatıcı özelinde değil, kimyasal ürünlerin zararlarının çok abartıldığını düşünüyorum. Evet doğal iyidir tamam da, kimyasal da abartıldığı kadar öcü değil.

Sivi deterjan kullaninca zaten gerek kalmiyor.

Kullanıyorum, zımpara gibi oluyor havlular yoksa. Kimyasal mimyasal, o mis gibi kokusu yeter.

biraktim. deterjanim da sabun rendesi gibi bir sey, guzel kokusu. sirkeyi bir gun meraktan deneyecegim. havlular kazik gibi cikiyor ama kurutucu var. olmasa da bir kere el silence yumusuyor zaten havlu. yani koku disinda cok gerekliligi yok aslinda. ama guzel kokan yeni yikanmis giysi giymis biri yanima gelince bayiliyorum.

scooter, ben 2011 senesinde aldım valla kaç sene oldu hala giyiyorum, ne deforme oldu, ne yırtıldı, çok sağlam çıktı.

benim botun dışı nubuk gibi. kar suyu dışında çok derin suya girmezsen geçirmez.

ikincisi geçen decathlonda gezerken decathlonun botlarına baktım. dışı bez gibiymiş. yanımdaki arkadaş bez ama hem çok hafif hem su göçeirmiyor hem de çok sıcak tutuyor dedi. o da 3 senedir hem dışarda hem de sanayide çalışırken giyiyormuş.

kinetix'in de güzel ve uygun fiyatlı çok modeli var.

Daha ziyade nokta atışı bir model tavsiyesi olursa şükela olur.

Ben kardeşime geçenlerde şunu aldım. Kardeşime sorduğumda memnun olduğunu dedi. Gerçi benim aldığım avcılık ayakkabısı diye geçiyor ama outdoor kategorisine ne denli dahil bilemedim. Ayakkabı şu:
www.decathlon.com.tr

911

mercedes g serisi olabilir

Qashqai

BMW 3.20 xd
Fazlası değil

full + full, boğazına kadar dolu vw caddy dsg.

4. nesil Chevrolet Impala hayalden bile öte olduğu için Amarok.

S600

2006-08 z4m super olurdu

Mazda rx-8 kırmızı olacak ama

bmw 7.60l yada s600

Evo 9

68 model ford mustang

Subaru impreza wrx sti.

Ben de mustang derim.

mercedes e250

hayalimde tek araba yok ki, tam donanımlı (vinç vs.) mitsubishi l200, orijinalliği hiç bozulmamış bir lada niva.

asfalt için suberb leri çok beğeniyorum, ama d segment herhangi bi şey olur.

porsche taycan, 911, hiç olmadı Boxster.

Subaru forester

Porsche panamera
Range rover velar
Mercedes gt63

Uçan araba! Başka araba hayal etmiyorum :)

maserati ghibli
maserati levante

1990 honda nsx
veya defender 90

yazılı hale getirerek motive etmeye calisiyorum kendimi ben.
o hedef gözümün önüne geldiği sürece bırakmıyorum ve ertelemiyorum.

öğretmenim,
hep post it'lerle ve ajandalarla çalıştım.
yaptığım projelerde de hep bir proje kitapcigi (kitap yazmak, konser duzenlemek, vb.) tuttum elimde.

Valla uymazsam neler olacağını düşününce el mahkûm uyuyorum. Hele ki programa uymazsam gerçekleşecek şeyler istemeyeceğim/ mutsuz olacağım bir şeyse daha da motive oluyorum. Kendimce kafamda zaman çizelgesi yapmaya çalışıyorum. Şu gün şu kadar bu gün bu kadar şeklinde.

bende de beyaz var oldukca. renk ayni. loreal’in bir sac kremi var color concealer diye. ondan jullandim bir keresinde. uc dort yikamadan sonra cok azaldi.

Ürün bilmiyorum ama ben genç olsun yaşlı olsun saçta beyazları çok seviyorum. Benim beyazım yok ama olsa üzülmezdim herhalde. Gayet yakıştırıyorum bence hiç boyamayın.

ayni durumdayim. sac rimeli guzel kullanabilirsin ama bi sure sonra o da sikiyor malesef beyazlara alisacagiz gibi duruyor bence kotu durmuyor diye dusunup onlarla barismak gerek

Color concealer ürünler var koleston loreal vs. Şampuan gibi duşta kullanılıyor 5 dk bekleniyor diye biliyorum. Boyanız birkaç yıkamada soluyorsa ya da saçınız farklı boyanız farklı renkteyse diplerin görünürlüğünü kırmak için de kullanabilirsiniz.
www.google.com

Sprey boya gibi diplere sıkılan bir ürün var loreal'in yine. Magic retouch www.google.com

Genelde erkeklere pazarlanan beyaz kapatıcı ürünler var, saçın orijinal rengi ile birebir kapattığını vadeden.
images.app.goo.gl

Bunların dışında bence en kötüsü saç rimeli. Sürülen yerde yapay bir görüntü ve kalıntı hissi oluşturuyor.

Anlık çözüm olması için mat göz farınızdan sürebilirsiniz.

Ali Şeriati' nin kitaplarını öneririm ben. Dine Karşı Din, Biz ve İkbal kitaplarını okumuştum diğer kitapları da listemde daha.

Ali Şeriati'nin Ebuzer'i de güzel. Bir de islamın neyi tam olarak? Tarihi ise yabancı üniversitelerin kaynaklarını öneririm. Ama dini/teolojik ise Turan Dursun'u da akılda tutmakta fayda var. Bahriye Üçok da önemli. Bunları "işte budur" olarak değil ama egemen islam yazınına alternatif olarak bilmek gerektiğini düşünüyorum.

www.huseyinhilmiisik.com

Yerinde olsam son 100 yılda bu konuda yazılan hiç bir kitabı okumam.

Müslüman bir adamsan kafanı karıştıracak çok hoca/profesör/yazar var, unutmayalım ki dinimizi papazlar, hahamlar bozmayacak. Hoca sandığımız üçkağıtcılar bozacak.

İmam Rabani'nin mektubatlarını okuyabilirsin Gazali'den sonra.

Şahsen ben şekilsel ayrımlara takılmadan ikisini de gömüyorum. İlle de birini seçmek gerekirse burma kadayıf derim bol fıstıklı olanından.

Bence bunu sormak bile midye baklavaya ayıp. :( Kesinlikle midye baklava.

İkisi arasinda kalsam midyeyi secerdim.

Karaköy güllüoğlu’ndan midye yemiştim hiç hayal ettiğim gibi değildi üst kısmı çok sert vs. Burma kadayıf gömerim ben olsam. Tabii yapan yere bağlı.

Burma kadayıf favorim.

MIdye baklava. Iyi bir baklavayi en kral kadayifa degismezdim. Ama baklavanin olmadigi durumda bol fistikli burma kadayifi affetmem.

midyeyi iyi yapan, tavsiye edeceğiniz baklavacı

Kesinlikle midye baklava.

oh my gosh!

burma kadayif, olsa da yesek i.pinimg.com

burma kadayıf eğer kalınsa www.yasarusta.com yani bundansa burma kadayıf

yok eğer ince olansa www.karakoygulluoglu.com eğer buysa midye baklava

bu arada midye baklava hiç tatmadım:) eğer tek seçeneğin yoksa karışık yaptır hocam

burma kadayıf

1 güzel. Beyaz çok leke oluyor.

Ben de 1 diyorum.

2

Yeşiller için çok aydınlık bir mutfak gerekli eğer öyleyse 1 güzel ama değilse beyaz yaptırın derim, sanıldığı kadar çok kirlenmiyor.

Bizim mutfağımız iki renkli, tam da bu iki renk, çok seviyorum ama s,yendiği gibi aydınlık olmalı. Şuna benziyor: media.theeverygirl.com

Kesinlikle 1. Ferah bir havası var. Beyaz çok klasik ve evet kullanması zor geliyor bana. İkinci ise fazla karanlık bir ton. Çok geniş ve aydınlık bir mutfağınız yoksa hem karartır hem bunaltır.

ayakkabı?

benim botum ötüyodu bi ara.

Ayakkabı'da görünür bişey yok, zaten en az 3 yıllık ayakkabı bu sene falan ötmeye vaşladım, son zamanlarda da arttı. Başka Kışlık bot giyerken de öttüm yakın zamanda

Ben de bir iki defa ötmüştüm ama benimkisi hem girişte hem de çıkışta olmuştu. Sebebini ise ben ufak bi şok yaşadıktan sonra mağaza görevlisi, yanıma gelip kartların cüzdanda üst üste durmasından ötürü yaydığı manyetik dalgadan olduğuna dair bi açıklama yapmıştı. Ancak sizinkinin niye sadece çıkışta öttüğünü ben de anlamadım.

Ben bir gün sapıtıp neyin ottugunu bulmak icin tek tek test yaptım, kitap cikti. Sen de soyunabilirsin cikista parca parca.

bazı giysilerde belli bir müddet sonra canlanan gizli alarmlar oluyor. onu tespit edip alarmını tekrar aldığın mağazadan pasif hale getirtmelisin.

Benim cüzdanında gizli alarm vardı. Belli sürelerde ötmeye başlayınca bir mağazadan rica ederek uyutuyordum. şimdi kurtuldum o cüzdandan. :)

Canlanan gizli alarm+1
Benim için mimli mağaza zara, lcw. İkisinin ürünleriyle de birden fazla defa balıma geldi.

telefonda nfc açık mı? ben de arada sırada ötmeye başladım, telefondaki nfc den kıllanıyorum

cüzdanımdan çıkmıştı benim. 1 yıldır kullandığım cüzdandı, daha önce böyle bi sorun yokken aniden tüm mağazalarda ötmeye başlamıştım. sonra içinde alarmı bulup kendim çıkarmıştım.

Benim başıma birkaç defa geldi bu olay. Bazı mağazalarda hem girerken hem çıkarken öttüm. Amaranta ursula'nın dediği gibi cüzdanda üst üste duran temassız kartlardan dolayı oluyor.
Hatta, güvenlik arkadaş yardımcı oldu, hangi kartlardan kaynaklandığı tek tek deneyerek tespit ettik. Kartları farklı yerlere koyunca sorun çözüldü.

Migrostan alınan kitaplar da ötüyor.

Cüzdan

cüzdanı dene. bi cüzdanlı bi cüzdansız geç.

Teşekkürler cevaplar için, büyük olasılıkla temassız kartlardan dolayı oluyor o zaman. Bir çözüm bulmaya çalışacağım artık

Ben genelde hiç uyuyamam zaten. Üstüne işsizlik, kpss, elimdeki bir problem derken uyku sıfır.

Daha da kötüsü mis gibi uykumdan uyandım ağrı yüzünden. Uyuyamıyorum da şimdi. Lanet.

tam tersi etki yapıyor bende. hiç öyle "benim olacaksın nalan" hırslarına girmiyorum.

Kesinlikle daha çok kıymete biniyor. Sabah akşam nasıl elde edebilirim diye düşünmeye başlıyorum. Instagramdaki fotoğraflarına bakıyorum yok lan diyorum düşüne düşüne bu kızı mı düşünüyorsun sürekli ama kendime engel olamıyorum.

Hayır, ne uğraşıcam bana ilgisi olmayan biriyle. Hayat kısa.

peki ilginize anında karşılık veren birini cepte görüp ona karşı daha mı hoyrat oluyorsunuz, samimi olun ama?

ne kaygılı bağlanmayı seviyorum ne de başkasını cepte görüp ona ilişkide bir iyi bir kötü belirsiz sinyaller gönderip kaygılı diken üstünde bir hisse kapılmasını istemiyorum

ben harper'ın bir şarkısında dediği gibi, but I'll roll like the ocean if you'll blow like the wind, karşılıklı

Hoşlandığım kişi bana ilgi göstermiyorsa yenilgiyi kabulleniyorum. Kaç kovala'da kontrolü kaybedip kovaladığım oluyor ama başından ilgisiz duran birini elde etmek, onun ilgisini çekmeye çalışmak yorucu gibi, işime gelmiyor. Bence zaten 'hoşlantı' karşılıklı değilse gerçek de değildir. Gönülden gönüle bir yol kurulması lazım. Sevip sevildiğim insanlar konusunda bu kadar sağduyulu, sakin kalamıyorum elbette.

Karşımdaki kişiye gerçekten derin duygular besliyorsam duygularıma hemen karşılık vermesi bir sallasa da çok soğutmaz beni. Ama genelgeçer bir çekimse söz konusu olan ve karşı taraf aşırı talepkar ve needy ise buz gibi soğurum.

@iliana, hayır. Birini istemiyorsam direkt söylüyorum, zaten cepte görüp oynayacağım kadar hoşlandığım birine ilgi göstermem en baştan.

Kesin bir dille reddetmedi ise, bir noktaya kadar daha kıymete biner. O noktayı aşınca bu yönde tüm ilgimi kaybederim. "Fazla naz aşık usandırır" dedikleri olay oluyor. Nazın kıvamında olması lazım.


.

Valla kıymete binmiyor ama ilk zamanlar ulaşamamanın verdiği bir çekiciliği oluyor. Sudan çıkmış balık gibi çırpınıyorum arada radarına girebilmek için ama olmuyorsa olmuyordur. Zorlamaya gerek yok. Bunu fark edince niyeyse duygularım eskiye hiç dönmeyecek şekilde bitiyor benim.

''Diğer taraftan da ilgi duyduğunuz kişi size anında ilgi
gösterse onu cepte görüp daha mı az değer veriyorsunuz?''

Hayır. Niye ilgi duyduğum birine daha az değer vereyim ki? Ne hissediyorsam aynen hatta artarak devam ederim.

Oliver James - Not In Your Genes

www.pandora.com.tr

Köpek gibi büyütülmüş çocuk- Maia Szalavitz

Zor Bir Ailede Büyümek- Çocuk üzerinde doğrudan hasar bırakan toksik anne babalar hakkında
Köpek Gibi Büyütülmüş Çocuk- bu direkt çocuk travmaları üzerine

Alfred Adler'in

İnsanı Tanıma Sanatı biraz olabilir

www.psikonet.com

engin geçtan - insan olmak
engin geçtan - hayat

genel hatlar için ben bu ikisini çok beğendim. harika da bir dili var.

Valla soğuğu nerenden aldığını bilmen gerek bu konuda. Ben misal ayaklarım, kafam ve yanlarımdan soğuk alıyorum daha çok. Bu yüzden üstüme kalın giymeye çalışıyorum. Henüz 2 çoraba geçmedim ama eksileri bulunca botun içine 2 çorap giyerim. Bere sezonunu çoktan açtım. İçlik giymeyi düşünmüyorum niyeyse fazla rahatsız edici geliyor ısrarla diretiyorum. Geçen sene giymemistim ne güzel. Bu sene Ankara feci soğuk olacak diyor herkes bu kez cidden winter iş coming. Çok çok üşürsem içlik giyerim mecbur. Ha birde boynunu sıcak tut. Atkı olsun muhakkak.

hmm hasta olduğum günü düşünürsek savunmasız olan tek bölge kafamdı. bere, atkı vs. hiçbir şey yoktu. pek kalın da giyinmemiştim işin açığı, tişört üstüne SERSERİ ÇEKETİ vardı, önü açık olduğu için oradan da içeri girmiş olabilir. ama ben o gün kafamı gözümü kapatsam da hasta olurdum galiba ya. anlamadım çok saçma geldi.

bakıyorum diyorlar ki terlemeyin. e spor için çıktım ben ne demek terlemeyin, nefes alırken terliyorum zaten nasıl terlemicem. böyle kışın her terlediğimizde hasta olacaksak işimiz var.

Pamuklu kıyafetleri at bir kere kenara. Terini dışarı atacak sentetik şeyler giymen lazım. İlk katman olarak git termal içlik al. (pamuklu değil tabi ki. spor için uygun olanlardan) O senin ikinci bir derin gibi olacak, teri hemen vücudundan uzaklaştırıp kuru kalmanı sağlayacak. Üstüne yine sentetik uzun kollu bir şey giy. En dışa da rüzgar geçirmeyen ve çok kalın olmayan bir ceket al. Spor mağazalarının koşu için olan bölümlerinde bulabilirsin uygun kıyafetleri. Fazla para vermek istemiyorsan Decathlon'dan da alabilirsin bu dediklerimmi. Teri vücudundan uzaklaştırman en önemli şey burda. Teri tutacak pamuklu hiçbir şey olmasın üstünde. Yazın giydiğin sıradan t-shirt ve serseri cekediyle soğukta antrenman yaparsan ölürsün.
Ek olarak, alnından da çok fazla soğuk çarpar. Onu engellemek için kafa bandı da al.

En içe termal içlik. Bu teri dışarı atar üzerine pamuklu bir şey onun üzerine de havaya göre mont yağmurluk vs.

Sırtına havlu sok.

demir çeneli melekler

Yaşlarına tam uyar mı bilmiyorum ama siz yine izletmeden önce izler, araştırır bakarsınız. Zamanında kendim için hazırlayıp izlediğim kadın filmlerinden aklıma gelenler şunlar:
Suffragette 2015
The Color Purple 1985
Kahire 678 2010
The Help 2011
Peki şimdi nereye 2011
Caramel 2007
Antonia' nın yazgısı 1995
Annem hakkında her şey 1999

Bir belgesel vardi you're beautiful when you are angry miydi ne. Ama o yas icin ozellikle amerikada kadin mücadelesi gosterdigi icin uygun olmaz. Tutucu bir muhit ise cografi olarak buradan ya da ortadogudan olmasi, icsellestirmeleri icin onemli diye dusunuyorum

listelist.com

Persepolis olabilir.

dangal diye bir hint filmi var kadın güreşçilerle alakalıydı. biraz uzun ama keyifliydi.

Valla çok saçma. Kendimi iş görüşmesi harici sosyal hayatta bunu soran kişiye tanıtmam.

Hahaah hayatımda ilkkez böyle saçma bir şey duyuyorum. Sosyal beceri yoksunu olmak böyle bir şey galiba. Sizin hissiniz normal karşınızdaki sıkıntılı biri.

Benim de bir arkadasim boyle ama nasil diyim boyle konusunca karsisindakini kucumsedigini, sinif atladigini dusunuyor. Yani tam anlatamadim ama boyle ustten ustten konusmayi birsey saniyor.

agahhah emin misiniz yapay zekalı filan robot olabilir mi? ben de hiç karşılaşmadım bele bi şeyle

revolver

(bkz: The Professor and the Madman)

(bkz: The Dreamers) agirlikla ingilizce


(bkz: The Fundamentals of Caring)

(bkz: Naked Lunch) 1991

(bkz: boy) 2010

grubun niteligi ve seviyesine gore bunlardan biri olabilir misal

(bkz: Jimmy's Hall)

bence böyle kulüpler klasiklerle açılış yapmalı ama sizinki ne kadar "rafine" bir kulüp bilmediğim için çeşitli popülersizlikte filmler söylemek isterim.
ortalama bir insanın üzerine konuşabileceği filmler olarak
(bkz: the lobster)
www.imdb.com
(bkz: captain fantastic)
www.imdb.com
(bkz: ex machina)
www.imdb.com
(bkz: gran torino)
www.imdb.com
(bkz: district 9)
www.imdb.com

klasiklerden
(bkz: full metal jacket)
www.imdb.com
(bkz: apocalypse now)
www.imdb.com
(bkz: blade runner)
www.imdb.com
(bkz: dark city)
www.imdb.com
(bkz: butch cassidy and the sundance kid)
www.imdb.com
(bkz: ben-hur)
www.imdb.com

Dogville
İ am Daniel Blake
Sarmaşık

Seven Years in Tibet www.imdb.com

Being There (1979) tam aradığımız film olabilir

Being there.harika film

the dreamers +1

in time - zamana karşı

fight club

Güncel oldukları için Parazit veya god exist her name is petrunia diyorum.

suç ve ceza, reis bey ikisini de kesinlikle tavsiye ederim.

bu sezon oyunlarından maskeliler'i çok övdüler, henüz izlemedim.
geçen sezondan kalma kapan ve 12 öfkeli. iyidir.
meraklısı için öyle bir hikaye'de epey eğlenmiştim. masal dinliyor/izliyor gibi bir hissiyatı var.
lüküs hayat müzikali de eğlenceliydi. ama bilet bulmak (iyi bir yerden) biraz zor olabilir.
radyo-yu hümayun'u kesin izleyin, ben acayip eğlenmiştim.
farklı tarzda bir şey izlemek isterseniz de eyvah nadir'i izleyin. eğlenceli bir orta oyunuydu.
bu arada 10-14 aralık arasında farklı şehirlerin dt'lerinden gelen oyunlar var. çoğunlukla iyi oyunlar onlar da. bilet bulabildiğinize gidebilirsiniz.
terörist oyunu da güzel ama çok soyut. görsellik olarak beğenmekle birlikte anlamaya çalışırken kafayı yiyebilrisiniz biraz.
aşkımız aksaray'ın en büyük yangını'na gitmeyi pek tavsiye etmem. oyunculuklar fena olmasa da konusu/mesajı yok oyunun.

Kapan' ı ortanın biraz üstünde bulmuştum ben. Yazıldığı gibi Suç ve Ceza ile Reis Bey' i ben de öneririm. Eski sezonlardan kalan Satranç ve Kontrobas da iyiler. Ben Terörist' e büyük beklentiyle gitmiştim ama cidden bin pişman olmuştum zevk meselesi tabi belki sevebilirsiniz. Maskeliler' in yorumlarını okuyup bilet aldım, yarın seyredeceğim. Amak-ı Hayal, çok sevdiğim bir kitap. Tiyatroya uyarlamasını merak ettiğim için bilet aldım ancak onu da henüz izlemedim.

Edit: Maskeliler' i seyrettim. Çok çok güzeldi. Mutlaka öneririm.

Edit2: Amak-ı Hayal' i de seyrettim çok beğendim. Kitabını sevdiyseniz bunu da beğenmeniz kuvvetle muhtemel.

Herkes ailesinin yanında değişir.

Ne anlama gelir bilmiyorum ama ailesinin sizinle ilgilenmesini kiskanacagini pek sanmıyorum. Bence her insan eşinin ailesi tarafından sevilmesinden mutlu olur. Ben şahsen mutlu olurdum.

Ihtimal: Aile baskisini cokca yasamistir gencliginde, yanlis biseyler yapip azar isitmek yerine ailenin suyuna gitmeye calisiyordur. Esi onemli degildir, esine verdigi degeri kendi evinde ve cevresinde gosterir zaten.

Kiskanmak degildir bence, aksine mutlu olma sebebidir ailenin esi sevmesi bence.

Siz en temizi esinize sorun.

canın yana yana duygusuzlaşıyorsun.

Geçenlerde bir duyuru açmıştım. O hale gelmeden önce çok duygusaldım, sağolsun insanlar acımasız yapmayı başardı ( ya da içimde vardı dışarı çıktı :)) . Az daha canın yansın düzelirsin. Birde şunu düşün ölünce tek kalıyorsun en sevdiğin bile yanında olmuyor. Bencil ol demiyorum ama insanları da çok takma. Kalan kalır giden gider.

Hayatındaki insanlara bağımlılık geliştirmiş olabilirsin. Kaybetme korkusundan kaynaklanıyor olabilir şikayetlerin. Ayrıldıktan çok sonra bile hatırlayınca canının acıması da bundan. Hafif narsistik bir tavır bile olabilir bu, "beni nasıl terkeder?" düşüncesiyle başlayıp öfkeden, özleme birilimli ilerleyen bir süreçte olabilirsin.

Bende tanı var, çözüm yok ama.

sırf sevgililik mevzuları mı bilsem işte, genel olarak beynim kapalı geziyorum sanırım. malım herhalde.

@epistemic_regress benimle ilgili çok nokta atışı tahminde bulunuyorsun, hafif tırsıyorum... :)

bende çözüm var. konfor alanında çık

Valla bence çözümü birilerini ve bir seyleri çok da onemsememekte ve anlam yuklememekte buna kendin de dahil. Bunu basarinca zaten gerisi geliyor. Bir de öncelikler siralamasini iyi yapmak ve mantık odakli yasamak işleri daha kolaylaştırıyor.

Bazı insanların da yaradılışı öyle. Belki işe kendini olduğun gibi kabul etmekle başlayabilirsin sürekli başkası gibi olmaktansa..

Olduğun gibi olmaya devam et, kimsenin seni anlamasını bekleme. Az önce Rocky'yi bi milyonuncu kez izleyip yine ağladım. Yo Adrian!

geçen yaptık hala yaşıyoruz. yerken bi tırsmadım değil.

Normalde yemem. Paketli ispanaktan bir şey olmaz

superfresh dondurulmuş alıyorum

Yiyoruz

ben de dün yedim. iki-üç hafta olmuştur, o ıspanaklar bugünü göremez diyerek yedim valla.

Özellikle aradığım ya da canımın çektiği bir şey değil. Börekte hiç sevmem misal ama haşlayıp süzdükten sonra yağda kavurup üzerine yumurta kırıp yerim üzerine limon sıkarak.

bayılırım, yapması temizliği yüzünden zahmetli ancak yemesini çok severim.

Ten rengi olur. Mor da olur ama yaşa, yere ve zevke göre değişir.

ten rengi olur
siyah olmaz
pembe olur

Amaranta +1
Mor, lacivert cok iyi duruyor kiyafette. Bi deneyebilirsin.

Ama ten rengi de en risksiz ve sade secim olur.

Baska renk dusunemedim.

Çok koyu tonlarda hardal çorap da güzel olur.

İnce kahverengi çorap veya mürdüm rengi çorap siyahla da lacivertle de süper duruyor.

Lacivert çorap olur.

Buhar grisi.

Bordo olur bence kiremit kırmızısı renginde ama altına kahve ayakkabı olmaz

26 yaşındayım erkeğim yarışmaya ankaradan katılıyorum beyazlarım var. yaklaşık lise2den beri beyazlarım var.

ama kellik daha büyük problem.

24 e, az da olsa var + tepemde açıklık var.

25/k, beyazım yok, gür saçlarım var.

erken yaşta beyazlaması da büyük dert kellik de ayrı büyük dert :/

32 k, var tabi :) ilk beyaz telim üniversite 3.sınıftayken çıkmıştı, 3 tel beyazla mezun olmuştum. sonra hızla arttılar. bembeyaz değil tabi şu an, o kadar fazla değil beyazlar. kına yakıyorum güzel oluyor, aralarda turuncu teller parlıyor :)

35e,
Saçlarımın neredeyse yarısı beyaz. Lisede tek tük başlamıştı. Sonra üniversitede hızla dökülmeye başladı. Neyse ki o fazla ilerlemeden bir beyazlama dalgası geldi ve dökülme durdu. Beyazlarim olmasa muhtemelen tepem tamamen açılmıştı şimdiye.

33/e beyaz yok ama önlerden açılmaya başladı.

28/E. 18 yaşından beri saçımda beyaz var, göğüs kıllarım bile beyazlamaya başladı dfgsdfg. lakin saçlarım gürdür.

36 e var tabi ilk olarak üniversite son zamanlarında çıktı beyazlar.

31e beyaz yok tamami siyah, oldukca gur, kenarlarda koselede acilma falan yok.

Birkaç tel anca var, saçlarım gür, 22k.

30 erkek. 3-5 tane var. sanirim ilk 26-27 yasinda cikti.

31/e alsancak tarafında bira içebiliriz.

(azcık beyaz var.)

32e saçımda sakalımda belirgin beyazlar var 25-26 yaş civarı saçımda birkaç telle başlamıştı

23 erkek
gür saç, beyazlar git gide artıyor
annem, dayımlar, dedem falan bembeyazdır, biraz ırsi bendeki
seviyorum ben ara ara çıkan beyazları

24e orta kısımlarda beyazlar var. az da diyemeyiz cok da diyemeyiz. gür saçlar, açılma konusunda emin degilim.
yarışmacılara başarılar dilerim.

Benim ilk beyazlarım ilkokul 2. ya da 3. sınıfta falan çıkmaya başlamıştı. Yani 8-9 yaşındayken. Şimdi 26 yaşındayım. Çok beyazım var ve garip bir şekilde zamanla sevmeye bile başladım beyaz saçlarımı. Çok küçüklüğümden beri alışkın olduğum için hiç rahatsız olmuyorum onlardan.

37 hatta şubat'ta 38 olacağım buna rağmen tek tük var..

34e, yığınla.

24e, sol şakakta açıklık hafiften, ön kısımda fazlaca beyaz.
yarışmacı arkadaslara başarılar dilerim

33e beyaz tek tük var.

28 / e

23 yaşından beri saçımda beyaz var. özellikle yanlarda, azıcık kızıla kaçan yerlerim beyazlıyor. burun kılları ve sakalda da beyazlıklar var. saçlar da seyrekleşiyor.

saçım dökülmesin ama komple beyazlasın isterim.

31 yaşındayım, 20’li yaşlardan beri 2 tel beyaz saçım var onları da dipten kesiyorum bir daha görmüyorum.

Valla her boyu sırayla kullanacak 2 yıl saklarım diyoraan 6 numaraya kadar 2şer paket kesin al. Bazı bebek başlarda günde 5 kere yapıyor, bazısı günde 1 zor yapar, velhasış keşam doğmamış bebeğe don biçilmez. Ama 2 şer paket mantıklı. Belki 3 ve 4 numaraları 3er 4er paket alabilirsin, daha uzun süre kullanacağı için.

Kaç adet stoklanmali bilmiyorum ama özellikle yeni doğan bebeklerin altını silerken islak mendil kullanmak cildi tahriş edebiliyor, yeğenimden biliyorum. Onun yerine temizleme pamuklarini almaniz daha iyi olur. Şunlar:
images.app.goo.gl

Biz de stok mantığıyla gitmiştik ama 1 numarayı fazla almışız kaldı elimizde. Sanırım mühim olan bebeğin kaç kilo doğacağı ve ne kadar kilo aldığı süreçte. Biz 8. aydan sonra 4 numaraya geçtik. Uzunca bir süre 3 numara kullanmıştık. 1 ve 2yi hatırlamıyorum. İlle de stok yapmak istiyorsanız 2şer paketten fazla bez almamanızı tavsiye ederim.

Islak mendil için sürekli lazım olacak bir şey o yüzden stok sayısı çok önemli değil. Ancak bebeğinizin teni çok hassas ise pişik vb durumlar olabiliyor. Deneme yanılmaya ıslak mendilinizi bulup ondan sonra stok yapabilirsiniz. Biz unibaby yeni doğanla başladık şu anda sleepynin bambu yeni doğanıyla devam ediyoruz. Epey de memnunuz.

Yenidoğan doneminde günde yaklaşık 9 10 bez degistiriyorduk diye harirliyorum. Biz 1 numarayla baslariz diye dusunuyorduk, kiz 2 kg dogunca 0 numara bez stogu yaptik dogum sonrasinda.
Islak mendil bol bol alsaniz da olur, zaten surekli kullaniliyor.

Açılın yeni anne geldi. Kızım 2 kasımda 2 aylık olacak. Şimdiye kadar 6 paket 1 numara bez kullandık. Elimizde 2 paket daha var, bitince 2 numaraya geçeriz hatta son paket küçük gelebilir. Islak mendilleri ben bir yaprağı ortadan 2ye yırtarak kullandım. Niye öyle yaptım, çünkü azcık kaka siliyosun mendilin her tarafı kirlenmeden atıyosun böyle yapınca 2 tam yaprak yani 4 yarım yaprak tüm totoyu temizliyor. 12li paket almıştım yeni bitti.

6 paket değil 8 paketmiş.

Islak mendili vaginal bölgesinde kulllanmayın; yapışma yapıyor• ıslak mendile ihtiyacınız yok. Su ile yıkayın•

benim belli. noel tatilinde turkiyeye geliyorum. babamla zaman gecirecegim.

1-2 kilo mandalina alıp dizi/film izlerim, dışarıya çıkmam muhtemelen.

Yok, erken degil. Otellerde yer yok. 27 araliktan 2 ocaga kadar, Rheingau ve Alsass bölgelerinde beyaz sarap tadimlarina gidecegim.

Lapland-Finlandiya’ya gidiyorum. kuzey isiklarini izleyerek 2020ye girmek hayalim ama kesin hava bulutlu olur, goremem.

Her yılbaşında olduğu gibi, kuruyemiş ve kola ile bilgisayar başında oturacağım.

hem iş hem de tatil için uzakdoğuda olacağız.

Öğrenci pansiyonunda nöbetçiyim :’)

Erkek arkadaşımla evimizde kutlayacağız. Bira menüsü hazırlayacağız evde.

we.tl

Seni ben ellerin olsun diye mi sevdim?

Bunun üstüne yoktur.

Cihan Mürtezaoğlu diyince sarı söz gelir aklıma, acıtır :-)

Yalin - Zalim
Tarkan - Ikimizin Yerine
Ebru Gundes - Gel Vefasiz

barış manço - gül bebeğim

umay umay - hareket vakti

Can Güngör - Yalnız Ölmek
www.youtube.com

Sezen Aksu - Ne Ağlarsın

www.youtube.com

m.youtube.com

Senden başkasına meyil versemde
Sızlar her yanım sana geri dönerim
Sürgün olup mekanında yoksun sen
Kimin yokluğunda kayboldum ben

"Metallica - no leaf clover" dinlediğim her an tercihlerimi ve bulunduğum yeri sorgularım: Bilgece bir yumuşaklık, hikmetli bir dinginlik, derinlikli bir eda…

Valla canımı acıtmıyor ama Zülfü Livaneli' nin Sevda değil şarkısını her dinleyişte soğuk kış günlerinde Ankara yokuşlarını bu şarkı eşliğinde yürüdüğüm günler geliyor aklıma.
Merhaba demeden daha
Bu gitmeler gitmek değil
youtu.be

Nilüfer - Son Arzum

www.youtube.com

ayna - gelincik

Benim cevabım biraz tuhaf görünecek belki ama benim için tektir: Arkadaşım Eşek.

kesmeşeker - yağmur
(git: www.youtube.com
sözleri ayrı güzel, müziği ayrı güzel.

Biliyorsun, Vazgeçtim - Sezen Aksu
Gemiler - Orhan Atasoy
Hasret - Sema Moritz

Elbet bir gün buluşacağız

Benim içimde yanar ateş var, sevgilim ne zaman kavuşacağız...

Elfida _ Haluk Levent

umay umay&kazım koyuncu:kalbim acıdı

Biri:
Filippo Palizzi - La Fanciulla sulla roccia a Sorrento
upload.wikimedia.org

İlk aklıma gelen Diego rivera - evrenin hakimi

nicola samori'nin tüm tabloları olabilir galiba ya. behemoth'un son albüm kapağını kim çizmiş nedir ne değildir diye bakınırken keşfettim adamı. anlamsız bir rahatsızlık ve huzurla izliyorum adamın tablolarını. bir albüm kapağı vesilesiyle bu kadar geç keşfettiğim için de kendimden utandım.

Rembrandt - night watch
Van Gogh - starry night
Da Vinci - mona lisa

bu: imgyukle.com

ve dolayisiyla bu: imgyukle.com

değişiyor; şu sıralar All Alone - Iman Maleki; muhtemelen en iyi tabloları arasında yer almaz; bana kendimi hatırlatıyor.
daha bir sürü hastası olduğum tablo var, vaktim olunca şeyederim.

ilya repin.

önceliğim şu tablo;

eksisozluk.com

ikincisi bu ;

eksisozluk.com

Ya nakadan güzel bir duyuru. Lütfen silme.
Jackson pollock 41. link veremedim özür.

caspar david friedrich - bulutların üzerinde yolculuk.

tek.link

Bosch-dünyevi zevkler bahçesi
Picasso - guernica
Boticelli - Venüs’ün doğuşu

Aldous Huxley- Cesur Yeni Dünya
Ivo Andrić- Drina Köprüsü

ince memed tam bir destan

Saramago - Körlük

@Amaranta ursula şuan tam cesur yeni dünya'ya bakıyodum

Ursula K. Le Guin kitaplarını tavsiye ederim.

Ben de bir kadın yazar önereyim okumadıysanız ursula k. le guin karanlığın sol eli

ben de saramago körlük diyorum. + sineklerin tanrısı

ben farklı bir kategoriden kitap söylemek istiyorum içimden geldi. karar sizin elbette.
kızılderili katliamı- bartolome de las casas

Tommaso Campanella- Güneş Ülkesi
Platon- Devlet

roll on, deodorant.

roll on'daki alüminyum zararlı diyorlar ama her bok zararlı zaten. ter kokmaktan iyidir.

Alüminyumlu rollon

deotak krem. yıllardır ayrılmaz yol arkadaşım.

Kullanmıyorum.

Nivea'nın cam şişedeki fısfısı. Alüminyumsuzmuş diyolla. Deodorant denir mi ona emin değilim ama aynı reyonda satılıyor gayet memnunum 2. şişe bitti. Bazen de Emotion'ın deodorantı, yine alüminyumsuz olduğu için.

Karbonat kullanıyorum.

Sadece deotak kullanıyorum. Senelerdir başka hiçbir şey sürmedim.
Her gün sürmeme gerek olmuyor duştan duşa 2 güne 1.

benim gibi hayvanların vazgeçilmezi driclor...

Sağ avucuna 7-8 damla limon sık ve koltuk altına iyice yedirerek sür aynı işlemi sol tarafa da yap. Sitrik asit bakterileri öldürür ve 7-8 saat koku olmaz.

zararli diyenler vegan tayfa ya onlar yumurtaya yiyene de tavugun cinselligini somuyuor diyor. bas spreyi.

sürekli vücudu temiz tutup, mümkünse kullanmamaya çalışıyorum, ama eğer çok terleme ihtimalim varsa sebamed roll on kullanıyorum, alüminyum içermiyor. onu kullanıyorum. kullanmasan ayrı bir dert dediğin gibi.

Rexona deostick.
Her şey zararlı zaten.

Nivea rollon. Aluminyumlu.

axe her gün duştan sonra evden çıkarken

Hem de nasıl.

Son hoşlandığım, bayağı hoşlandığım insan biraz gıcık, mesafeli gibi olmasına rağmen inanılmaz yetenekli, zeki, entelektüel, aklı başındaydı. Ailesini bırakıp Türkiye'de gelmiş yıllar önce. Sık sık Avrupa'ya, Hindistan'a gidip geliyordu. Evinde bir balkonu vardı, dünyanın dört bir yanından getirttiği bitkiler, kuşlar. Papağan ı vardı herifin, Yeni Zelanda'dan üşenmemiş getirtmiş. Uyuduğu odanın bile tavanı egzotik otlarla, bitkilerle, çalı çırpıyla kaplıydı. Hiç yeni eşya almazdı, milletin kullanıp attığı sağlam bir sürü eşyayı sokak sokak dolaşıp topluyor, güzelce temizleyip tamir edip evine götürüyordu. Bir müzik grubu vardı, sesi çok iyi değildi ama yazdıkları muazzamdı.

Bense yatak çarşafını değiştirmeye üşenen bir tipim. Kendimi ona layık göremedim. Acısını da çektim bir süre tabii. Ama beni ne kadar yavan gördüğünü bakışlarından okumak kahrediyordu.

Valla bende olmuyor, dediğin durumlarda da olmadı. Olsa olsa imrenirdim helal be kendini ne güzel geliştirmiş derdim. Tabi bunları kendi dişiyle tırnağıyla yapmadıysa yani zaten çok fazla imkanlara sahip olarak geldiyse dünyaya imrenmeyebilirdim de.

Hiç olmaz. Çünkü aksine daha bile güzel, kendime daha çok şey katabilirim.

Olmuyor. İnsanların "napayım ki bunui" diyeceği bir insan olduğumu düşünmüyorum zira.

oluyor.

onu haketmedigimi ve uyusamayacagimizi dusunuyorum. beni istemeyecegini, hoslansa bile benden sikilacagini dusunuyorum.

Uzun sure yalniz kaldin mi?
Yalnizliga mi alistin acaba. bi yerden sonra cok cekici oluyor yalnizlik ve kimse kolay kolay etkileyemiyor

galiba o da etkili, bir süre sonra biriyle birlikte olunca farklı sorumluluklar, farklı yükler biniyor.
yalnız kalmanın iyi yanlarını istiyorum ama ilişki de aşırı heyecanlandırsın istiyorum. sanırım hem karnım doysun hem pastam dursun durumu bu.

aşık olmak bir anda olan bir şey değil bence zamanla olan bir şey demek ki o şekilde zamanla aşık olacağın birisi karşına çıkmamış olabilir. Aramakla bulunmaz zaten ama evde kapanıp da gelmesini eklemek malum imkansız.

umarım hayatının aşkı karşına çıkar ve kaçırmazsın.

Arada olur böyle dönemler. Biraz zaman tanı kendine ya da ortamını değiştir.

Bilakis evlilikte mutlu olan var mi, heyecani koruyan var mi diye sorman lazim.

Bu ciddi bir durum aslinda.
Kök dosyadan çözme i tavsiye ederim.

Onerilerim;
- her derde deva $amanik seans
- munay ki
- kakao seremonisi
- kalp açma yogasi (internette var)

Duygusal ilgiye ihtiyaç duyduğun zamanlarda random kişilerle yakınlık kurmaya uğraşmış, sonucunda hayalkırıklığına uğramış ve bir insanla saf, katışıksız bir yakınlık kurmak konusunda umudunu uzunca bir süreliğine kaybetmiş olabilirsin. Kendini nadasa bırakman bunun çözümü.

OZ. Tek haftasonunda bitmez ama. 6 sezondu sanırım.

lucifer olabilir

Netflix ve hbo şart olmazsa efsane suç gizem polisiye dizileri yazayım.

The missing
The fall
The killing
Bron broen
cardinal
Black spot
Broadchurch

Mindhunter olabilir müthiş sürükleyici değil fakat suç, psikoloji kriterlerinizi karşılıyor.

FBI içerisinde kurulan bir birim seri katillerin davranış biçimlerini inceliyor

The wire.

Bu izlediklerini ben de çok beğendim, dirk gently’s holistic detective agency, stranger things (çok meşhur ama yazmamışsın), you, the good place, the chilling adventures of sabrina, the end of the fucking World, the politician diğer beğendiğim diziler.

breaking bad

Netflix'ten Manhunt: Unabomber oneririm, Mindhunter'a benziyor. Unabomber isimli bir seri-bombacinin hikayesinin dramatize edilmis hali, guzel bir dizi.

HBO'dan ise Band of Brothers oneririm, 2 sezonluk, ikinci dunya savasindan bir boluk askerin gercek hikayelerini anlatiyor, oldukca basarili.

True Detective izlediklerinize ve kriterlerinize uygun. 1.sezonu efsanedir. Suç, gizem, dram, psikolojik, polisiye.

Netflix TR'de varsa The Killing. Bir nefeste izlersiniz.
Izlemediyseniz Sherlock'u da izleyin mutlaka, bayilacaksiniz.

edit:
True Detective 1.Sezon +1
Mindhunter +1

Öncelikle herkese teşekkürler çok güzel öneriler geldi.

@sweet luciferı sevemedim ben:/

@deer broadchurch u izlemiştim unutmuşum yazmayı güzeldi diğerlerine de bakacağım kesinlikle.

@ekaterina işte buyüzden buraya sordum ortak zevklerinin olduğu birisinden öneri almak ayrı oluyor :) stranger things i izledim çok da beğendim aslında yazmamışım diğer önerilerine bakacağım.

@l arrache ve @kasabanin True Dedective in ilk bölümünü bir türlü bitiremedim, HBO da ingilizce olarak izliyorum mecbur dili agir gelmisti sanirim türkce altyazili bulabilirsem onu izliyim.

@carmenta 1.sezon ağır felsefik konulardan bahsediyor. Bir de ilk sezonda işlenen konu ilginçti, gündelik bir olaydan değil de daha derin, karanlık bir polisiye kurgusu vardı.

the spy

Normalim, sen nasılsın?

Canım sıkkın. Değişmiyor. Koşu bandında kostugumu hissediyorum. Yoruluyorum terliyorum ama aynı noktadayim. İnancımı da kaybettim. Olmayacak. Değişmiyor. Ne yapsam değişmiyor. Gerçi artık birşey yapmayı da bıraktım. Koyverdim. Saat kaç olmuş hala evdeyim ofise gitmedim. Daha duş alıp cikicam. Aman öyle işte.

calismaktan sikilmak realist bir durum degil bana gore, eger calismaktan sikildigini dusunen varsa isini sevmiyordur, cunku para kazanmak icin calismak gerekiyor.
ben iyiyim, bugun diger gunlere gore biraz daha rahat bir gunum is yerinde, o yuzden kalan islerimi toparliyorum.
sen nasilsin?

yorgunum.

@amarantaursula, @interviewwiththewampire
Kötüden hallice :<

İşi bulduk bulmasına da daha ilk maaşı almadan epey masraf yapmam gerekti. Yüksek lisansa başlamıştım. İş sebebiyle derslere uğrayamadım. Burnu yere düşse eğilip almayacak profesörlere dert anlatmaya çalışıyorum. Artık kurtarabildiğimi kurtarır diğerlerini bırakırım.

Kafamda, ileri vadede gerçekleşmesini istediğim hedefler var. Onların arasından seçim yapmam gerekiyor.

Tüm bu işlerin arasında acayip aşık olasım var. Hadi bakalım :)

Ortalamaya vurduğumuzda iyi diyebilirim. İşim çok rutin, günün çoğu zamanı iş yerinde boş geçiyor ben de bir şeylerle doldurmaya çalışıyorum, açıköğretim derslerine çalışıyorum. Sigarayı azalttım, epey azalttım yani günde 2 paketten 7-8 taneye düşürdüm, güzel bir şeymiş. Hayatıma biri girdi yeni sevgililik dönemi yaşıyoruz. Güzel yani.

ben çok bunaldım. kötüyüm diyemem. gelecek kaygısı çok ciddi yük oluşturuyor sadece.

yaşı almış yürümüş öğrenciyim. üzerimdeki baskı yüzünden derslerimi anca verebiliyorum (o da bölümü çok sevdiğim için, fazla uğraşmam gerekmediğinden, hevesli olduğumdan... ciddi efor sarf etmem gerekse küp şeker gibi dağılırım) ve başka hiçbir şey yapamıyorum. eskiden ara sıra üç kuruş getiren bir yan işim vardı, o da bitti sayılır, artık gelmiyor hiçbir şey. bi' yerden aramışlardı, eskiden çalıştığım yer sayılır aslında. dediler biz seni yine istiyoruz, şöyle olacak böyle olacak. aşırı mutlu oldum. hem çok sevdiğim, hem fazla vakit almayan hem de benim gibi öğrenci hayatı yaşayan biri için düzgün ve düzenli gelir sağlayacak bir işti. bugün, yarın, bekle, şu ara çok yoğunuz şu dönem bitsin vs. diye diye uzadıkça uzadı. kovalamıyorum artık. aradım sordum, hep "dur" dediler. aylar oldu. aptal gibi bekledim, ümit ettim. rahat rahat hem okuyup hem çalışacağım, düze çıkacağım, okulumu da aslanlar gibi bitireceğim diye düşünürken şimdi bombok ortada kaldım.

yani babam sağolsun çok yardımcı oluyor, ben 100 lira istersem 150 lira gönderiyor ama çok üzülüyorum. aha erasmus imkanı doğdu, ne halt olacağı belli değil, 6 ay sonra nerede yaşayacağımı bile kestiremiyorum. her şeyi bi kenara bırakıp şöyle yırtık, cevval bir adam olup "ne iş olsa yaparım abi" kıvamında önüme gelene dalsam, gidip garsonluk ya da başka bi iş yapsam, hem bel fıtığım var (bazen düz yolda yürüyemediğim oluyor) hem de mevcut sebepler dolayısıyla anksiyetem çok zorluyor. zaten üç kuruşluk beynim var, yoğun iş temposu & okul falan derken hepten dağılıp paramparça olmaktan korkuyorum.

ailem de aynısını söylüyor, "olm zaten malsın biz para gönderiyoz işte sktir git okuluna, mezun ol, sonra gerilirsin. şu an gerilme" diyor ama duramıyorum gerilmeden. yanlış anlaşılmasın ay çok kötü hayatım var derdim başımdan aşkın demiyorum asla. yaşamayı seviyorum. sahip olduğum şeyler benim için çok kıymetli. bu yaşta baba parasıyla hala okuyor olabilmek çok büyük lüks. ama geriliyorum işte. birazcık daha rahat, daha az gergin olabilseydim, ne bileyim geleceğe dair umudum olabilseydi istiyorum.

böyle kafamda saç kalmadan 2-3 sene daha zorlayacağım, anamın babamın iliğini kemiğini sömüreceğim. sonra günde 10 saat mesaiyle hadımköy'de 2500 liraya falan iş bulursam şanslı sayacağım kendimi. bundan şikayet edince de nankör diyecekler, tembel diyecekler. çok üzülüyorum. yaşamayı sevmesem intihar ederdim ama seviyorum işte pi.

tariş

Bogazici memnunum ben.

eyüp sabri tuncer kullanıyorum 20 yıldır.

Valla özellikle kolonya almam pek ama almam gerektiğinde önceliğim Eyüp Sabri Tuncer oluyor.

Ya pereja ya da duru alıyorum ben

selin

En ucuz hangisiyse ya da bimde hangisi varsa onu alan ekip henüz damlamadı mı?
+ ben

Paşabahçe nin güzel çeşitleri var.

Eyup sabri tuncer- ayvalık zeytin çiçeği

Rebul portakal aromalı.

derecesi önemli diyolar.
paşabahçe'dekileri seviyorum.

en iyi limon pereja bence.

Selin'in ardıçlısını da seviyorum, baymıyor ağır değil paşabahçedekilere nazaran.

Geçen senelerde atelier rebul- lemongrass&honey kullanırdım ama çok pahalandı. Şimdi işte gratisten aldığım fısfıslı eyup sabri tuncer mandalina var.

Tariş lavanta kolonyası
Rebul yeşilçay kolonyası
Rebul yasemin kolonyası